Yazlık görenler daha iyi bilir, herkesin bir grubu olurdu. Çete gibi gezersin. Gruba birileri alınır bazen birileri atılır. Haymatloslar da vardır. Bazı gruplar kastın en tepesindedir. Ne erzaklarındaki neşe eksilir ne mutluluklarına gem vurulabilir. Kırıcı neşe, başıboş mutluluk. Mutluluğun piyadeleri yakışıklı, çalımlı. Anaları, babaları görünmez. Kendi kendilerini doğurmuş gibiler. Usun, gözün onlarda kalır. Sonra büyürsün. Yazlığı falan da unutursun. Gündedokuzsaatten haftadaellidörtsaat çalışırken ve yılda iki hafta izin kullanabilirken nasıl unutmayacaksın ki yazlığı? Eh sonra bir ara nasıl olduysa yazlıktasın işte. Kumsal bu kadar küçük müymüş? Hatıran gördüklerinden güzel. Sonra onlar da orada. Siz neden büyümediniz? Kıskanalım mı, imrenelim mi, ilham mı alalım? Haymatloslar desen, edilgen mustariplere dönüşmüşler. Tahkir bahasına da olsa "merhaba" mutluluk neferlerine. Ne göreyim, hepsi birer refakatçi. Bartular ve Kıvılcım Güngörünler; Tuluğlar ve Eser Tuncerler, Birceler ve Sena Sakaryalar... Analog fotoğraf, punch needle, surf rock, illüstrasyon; kahkülden miğfer, iç burkan salınış, new school tattoo, shopier ... Şaheser yok, albüm yok, tablo yok... Single, ep, kolaj, eskiz...
Comments
No posts