Bir albüm daha geldi Volkan’dan: Düdük. Bir gün Volkan için bunları yazacağım aklıma gelmezdi ama Türkiye’de serbest doğaçlama/doğaçlama/deneysel müzik yaftaları yapıştırılan müzikler içerisinde kıymetli sayılacak bir avuç -hatta bir avuçtan da az- işten birini çıkartmış ortaya. Volkan’ın bu müzikteki rolü, katkısı hatta müziğin kendisini bir tarafa bırakın sadece üstesinden geldiği organizasyona dikkat kesilin. Bakın bu isimler sizin arkadaşınız olsa, bir gece Kadıköy’de kafaları çekmek üzere plan yapsanız, hiç şüpheniz olmasın 1/4 oranında fire verirsiniz. Uyuyakalanlar, işi çıkanlar, “moruk haftaya salı dememiş miydik” diyenler vs. Türk müzisyenini işini yapmaya ikna etmek kadar can sıkıcı pek az iş vardır. Bu adam bu can sıkıcı işin altına ne için girmiş? Bu sorunun cevabı mühim. Siz de düşünün. Bakınız bu adamın Spotify’daki aylık dinleyicisi sayısı bugün itibari ile 10. Palmiyeler’in 100.000, Aydilge’nin 500.000 civarında. Korhan Erel‘in 53. Palmiyeler’in ve Aydilge’nin sırtlanmaya gönüllü olduğu can sıkıcı bir iş yok. Sıkıcı sayılır işleri menejerleri hallediyor. SGK primlerini muhasebecisi yatırıyor. Palmiyeler’in SGK’sını babaları yatırıyordur muhtemelen. Sabah alarm sesiyle uyanmıyorlar. Enstrümanlarıyla günde en fazla 2 saat geçirirler. Baştan sona dinledikleri albüm sayısı yılda 10 değildir. Arkadaşlarının albümlerini bile dinlemezler. Otomatik olarak paylaşırlar, repost falan ederler. Bana inanın dostlarım dinlemezler. Teklileri dinlerler, onlar için zahmete gerek yok. instagramda paylaşılan hikayelere bakmak gibi bir şey o. Kısacası zahmet nedir bilmezler. Karşılığında da avamın kof ilgisine, az da olsa şöhrete (en azından Arkaoda’da Bina’da şöhrettirler), cemaatte eş dost bağlantısına (Kadıköy-Cihangir cemaati) ve de en önemlisi bir boka yaradıkları inancına sahip olurlar. Korhan Erel ise 53 kişinin dinleyeceği kadar zahmete girmiştir. En fazla 3 kişi toplayabiliyor zaten. Dediğim gibi rakı içmeye çağırsa, hesabı ödeme sözü bile verse 5 kişi zor toplar. Volkan ise bir dolu insanı beraber bir şeyler çalmaya ikna etmiş. Bunun ne kadar zor olduğunu denemeden bilemezsiniz. Üstelik bu insanların çoğu çok iyi müzisyenler. Yani adam bağlantılarını, iyi ilişkilerini, belki parasını, epey vaktini bu organizasyon için harcamış. Ve sonunda onu en fazla 300 kişinin dinleyeceğini biliyor olmasına rağmen bu işe girmiş. Demek ki bu adamın derdi günü işi. Demek ki işini iyi yapma ahlakına sahip bir adam bu. Öyle ender rastlanan bir erdem ki bu. Ülkenin en tembel ve aynı zamanda en kendini beğenmiş meslek grubu olan çalgıcılar içinde bu adam bir numuneymiş meğer. Kendisi için ne kadar kıymeti var bilmem ama kendi adıma teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.
Comments
No posts