Piçoğlu niçin 'büyük'tür? Hayat hikayesini falanı filanı bir kenara koyacağım ve sadece müzisyenliği üzerinden cevap arayacağım:
Fadime türküsünün girişinde çaldığı minicik pasaja bakalım; parça 4/4 ritminde. vurgular hep 1'de. Bu yaylı çalgılar için önemli. Hele ki bu yaylı çalgı kemençe veya Mardin kemençesi gibi ritmi de beraberinde duyuran bir sazsa vurgunun nerede olduğu daha da önemli. Bağlama çalım tavırlarında da rastlanır bazen. Sazın teknesine vurarak ritmi duyurur icracı. İşte bunun kemençedeki karşılığı yayın bastırılarak itişidir. Piçoğlu'nun girişte çaldığı pasajda yay terste kalıyor. Bu işitsel illüzyonlara ritm sazlar daha aşinadır. Mesela Ben Harper'ın bir parçası var Less; onun girişinde de böyle bir şaka var. 20. saniyede ancak kavrıyorsun vurguyu. Tabii ikinci örnek çok daha kolay bir örnek çünkü illüzyonu ölçünün yarısından çalmaya başlayarak yapıyor. Piçoğlu ise yarım vuruşluk es ile girip yayı terse alarak 7/8 ritmde çalıyor. Daha sonra bitişte de yarım ses sus veriyor ve bu kez düze dönüp 8/8 çalıyor. Bu plak kaydının nasıl yapıldığını tahmin ediyorsunuz değil mi? "Moruk olmadı baştan" falan olmaz yani. Çaldın, çaldın. Haliyle böylesi bir giriş acayip bir zeka kıvraklığı gerektirir.
Tamzara'nın aranağmesindeki yay tekniği ve bitişteki glissando da sıra dışıdır. Takdir ettiğim ve hayranlık duyduğum şey sade sıra dışılık değil tabii ki. Yeni fikirler bazen teknik yetersizlikleri telafi edebilirler ancak unutulmamalı ki tazelik kolayca üretilebilecek şey değildir. Geçicidir üstelik. Burada fikir tazeliğinden başka müthiş de bir teknik var. Glissando'dan evvelki kısacık bölümü dikkatle dinlerseniz üst tellerden ödünç alınan 16'lık sesleri, bir yay çekişine sığdırılan onca notayı da fark edersiniz.
Bir de Metelik-Kolbastı'daki akıl almaz hamleye bakalım. Glissando ve trill bir arada! Sazına hakimiyeti göstermenin daha zarif daha incelikli yolunu bulmak zor. Bakın Nedim Nalbantoğlu var mesela, kemancı. Herif hiç kuşkusuz sazına son derece hakim. Tekniği kusursuz ama bu hakimiyeti gösteriş biçimi sevimsiz. Sürekli pazularını şişirip gezinmeye benziyor biraz.
Sıksara Horan Havası'ndaki tekneyle ritim tutuşu da Piçoğlu'nun hınzır hünerine vereceğim son emsal olsun.