Dört-beş yıldır müzik üzerine zevzeklenen bir hanım abla. Evvelinde ziyadesiyle ve olağan tüm vıcıklığıyla magazin röportajlarında görürdük kendisini. Hatta çok daha önce spor gazeteleri için aynı hokkabazlığı yapardı. Peki Sinem ne etti, nasıl kendini geliştirdi yani hangi alametifarikasını ortaya koydu da "Hürriyet Medya Towers" gibi bir cadı kazanından ve hatta kurt kapanından tüm vasatlığına rağmen sıyrılarak müzik yazacağı bir köşeye sahip oldu? Birileri altta kaldı buna şüphe yok. Onlar adına üzüldüğümü söyleyemem zira donanım hususunda Sinem'den daha yukarılarda değildi hiçbiri. Ama konu bu ya, aşağı da değillerdi. Enstrüman çalmışlıkları yok, çalgı yapımından yahut kayıt teknolojisinden bihaber, üretilen iyi müziğin kokusunu sezecek altyapıdan yoksun, üretilmiş iyi müziği tasnifleyebilecek arşiv bilgisinden uzak, en evlası gazetecilik mezunu dümdüz insanlar... Öyle düzler ki torpil falan fıstık vasıtasıyla müzik yazma işine değil de kurban pazarının nabzını tutmaya gönderilse bir haftada tarım ve hayvancılık uzmanı gazeteciye dönüşebilirler. Dedim ya o düzlük öyle bir işlenmeye müsait ki, ne öldürür ne güldürür bir dünya dolusu yazarımız yok mu zaten? "Aleyna şöyle yeni klip çekti, rap müzik böyle yükselişte, tiktok, astroloji, spotify..." bla bla bla... Öf sıkıldım! Kusura bakma Sinem, sana ve tepesine basıp çıktığın eski dostlarına patladım biraz. Haklısın, yükseldiğin lig de Naim Dilmener, Tolga Akyıldız, Ersin Babaoğlu, Zülal Kalkandelen, Taner Turna ve daha nice yetersiz varken senin kabahatin, yerden yere vurulmayı gerektiren suçun tam olarak nedir, ben de bilemedim.
Umarım günün birinde, cümleniz birden ansızın bir aydınlanma yaşar ve boşa çene çaldığınız o köşeleri bırakırsınız. İcabında boş kalsın, kimse müzik yazmasın. O bile sizin gibilerin lakırdısından iyidir.