6 Comments
User's avatar
Oral KANDEYER's avatar

Çok güzel, değerli bir çalışma olmuş. Emeğinize sağlık efenim.. Aşağıdaki Adnan Saygun üzerinden yürüyen tartışmayı da okudum, tebessüm ettim.. Orhan beye de, size de teşekkür ederim, bunlar değerli tartışmalar, elbette çok uzun konuşulacak mevzular ve bir çok şey söylenebilir; ama en azından dünyadan bihaber yaşayan kitleden birilerinin gözüne çarpıp, bir şeylere vesile olması babında bile çok değerli olduğunu düşünüyorum.. Sevgiler :)

Expand full comment
Fatmagül'ün Yengesi's avatar

Teşekkür ederim.

Expand full comment
Orhan Veli Özbayrak's avatar

Keşke adınızı yazsanız da sizinle Saygun’un bozlağın nasıl “gubara gubara” söylendiğini düşünen biri olduğu sonucuna eriştiğinizi tartışsak. Beğenmediğimiz bir şeyi böyle tanımlayıp işin içinden sıyrılacaksak ben de sizin “heberö şöberö” bir yorum yaptığınızı söyleyip işin içinden çıkarım. Ayrıca, böyle olur olmadık yerlerde “Cumhuriyet elitleri” lafını kullanmayı da bir kenara bırakmak gerekir; bu tür genellemelerin tadı maalesef kaçtı.

Expand full comment
Fatmagül'ün Yengesi's avatar

İsmimi yazmadığımda da benimle tartışabilirsiniz. Gördüğünüz gibi muhatapınız karşınızda. Birilerine bok atıp ortadan kayboluyormuşum gibi yapmayınız lütfen. Sözlükte yazar olmayanlar bana ulaşamıyorlar diye bu platformdan da yazıyorum. Sebebi dileyenin bana ulaşabilmesini sağlamak.

Saygun'un bozlağını beğenmediğimi yazmadım. Beğenmiyorum o ayrı ama bunu yazıda belirtmedim. Zaten yazı bununla ilgili değil. Ben bu eserin bir bozlak olmadığını hatta bozlağı andırmadığını bile yazdım. Gubara gubara söylemeyi de bir yergi gibi kullanmadım, bir üslubu tanımlamak için sarf ettim. Zira kimi türkülerimiz hakikaten de gubara gubara söylenir. Bkz. Yörük Ali (efelerin efesi). Saygun'un bozlağı "gubara gubara" söylenmiş bir eserdir. Gubarmak TDK'nın hazırlamış olduğu derleme sözlüğünde şöyle geçer: Gururlanmak, böbürlenmek. Eserin sözleri de zaten türlü zorluk ve engellere boyun eğmeyeceğini ifade eden birinin ifadeleri. Bu sözler elbette böbürlenerek söylenecektir. Yazıda da dediğim gibi bozlakta "isyan olur, başkaldırı olur falan ama bu kahramanca isyandan çok feleğe isyan gibidir". Tüm repertuarı taratınız, söylediğimin aksi bir bozlak bulamayacaksınız. Bulursanız da lütfen paylaşın. Sözleri itibariyle de Saygun'un eseri bozlak değildir yani.

Cumhuriyet elitleri lafını niçin kenara bırakmam gerek anlamadım. Neyi genellemiş oluyorum böyle diyerek? Cumhuriyet elitlerinin kendi kültürlerine ilgisiz ve yabancı olduklarını yazdım. Bunda şaşılacak bir şey var mı? Bundan gocunmuyorlar ki zaten.

Expand full comment
Orhan Veli Özbayrak's avatar

Kendi ismini paylaşmayan ve mahlas arkasına saklanarak istediğine istediğini söyleyen biriyle tartışmam. Ama yazdıklarınızdan Yedig’in “Anılardaki Adnan Saygun” kitabını okumamış veya okuduysanız da söz konusu bozlakla ilgili ayrıntıları atlamış olduğunuzu anlıyorum. Bununla birlikte, devletin verdiği bursla sadece 3 sene Paris’te kalabilmiş, 40’lı yaşlarına kadar parasızlık çekmiş, sürülmüş ve düşünceleri pek de önemsenmemiş birinin nasıl “elit” olabildiğini kendinize sorun. 30’lu yaşlarının büyük kısmında yöre yöre, köy köy gezmiş, derlemeleler yapmış, derlemeleriyle ilgili onlarca yayın yapmış birinin nasıl kendi kültürüne yabancı olabileceğini de.

Expand full comment
Fatmagül'ün Yengesi's avatar

Mahlas arkasına sığınmadan da istediğime istediğimi söyleyebilirim. Herhalde Adnan Saygun'dan çekinecek halim yok değil mi? Yani öyle saçma bir yerden sürdürüyorsunuz ki konuşmayı.

Elit demek zengin demek değildir Orhan Bey. Toplumun kaymak tabakasını temsil eden, seçkin, yönetici veya yön verici sınıftır elitler. Adnan Saygun da bilhassa müzik konusunda yön veren, iyi eğitimli biridir. Elit olmak utanılacak bir şey değil. Yermek maksadıyla söylediğimi nereden çıkardınız anlamadım ki? Adnan Saygun'un sürüldüğü de doğru değildir. Ankara Halkevleri'ndeki görevine son verilmiş ve onun yerine İstanbul Belediye Konservatuvarı'nda çalışmaya devam etmiş. Buna sürgün değil "gözden düşmek" diyebiliriz. Türk müziğine olan ilgisi de bir memurun ilgisidir. Adnan Bey görevli olarak Anadolu'ya gitmiş ve burada türküler derlemiş, notaya almıştır. Zaten bu devrin modasıdır. Yani adamcağızın öz yurdu Klasik Batı Müziği'dir. Her müziğe o pencereden bakmış, derlediği her şeyi bu yuvada sindirmiştir. Türk Müziği'ni analiz etmiştir fakat anlamamış, benimsememiştir. Bu da kusur değil tercihtir. Cinuçen Tanrıkorur'un da dediği gibi “…Türk velisi Yunus’a Katolik kilisesinde oratoryo söyleten" birinin bu müziği benimsediğini, idrak ettiğini söylemek zor.

Expand full comment