Twitter’da takoz feminist paylaşmış; New York Filarmoni Orkestrası’ndaki kadın sayısı eskiden çok düşükmüş, şimdi epey yükselmiş çünkü orkestraya müzisyen alımları artık perde arkasından yapılıyormuş. Eskiden adayın erkek mi kadın mı olduğunu görebildikleri için önyargılı davranıyor, erkek lehine karar veriyorlarmış yani.
Fikirlerimiz pek uyuşmasa da takoz feminist müstear ismiyle yazan bu kadını makul, aklı başında, kıvrak zekalı, esprili biri olarak tanıyorum. Nereden okumuş bunu? Invisible Women - Caroline Criado Perez. Tamam. Kitabın ilgili bölümünü açtım, okudum. İlk kaynak neymiş? C. Goldin & C. Rouse (2000); Orchestrating Impartiality: The Impact of “Blind” Auditions on Female Musicians. Sonra da yayını okudum. Uzun bir girizgahı var. 80’lere kadar ABD’deki beş büyük (‘big five’) orkestrada kadın müzisyen oranı %12’yi geçen yokmuş (Bu arada Viyana ve Berlin Filarmoni Orkestrasında oran %12’nin altında hala). Sonra işte elemeleri bir perde arkasından yapmaya başlıyorlar ve orkestradaki kadın sayısı hızla artıyor. Yayında şöyle bir cümle var:
“Women are about 5 percentage points more likely to be hired than are men in a completely blind audition, although the effect is not statistically significant. The effect is nil, however, when there is a semifinal round, perhaps as a result of the unusual effects of the semifinal round.”
“İstatistiksel olarak anlamlı olmasa da, kadınların tamamen kör bir seçmede işe alınma olasılığı erkeklere göre yaklaşık %5 daha fazladır. Fakat, yarı final turu olduğunda, belki de yarı final turunun olağandışı etkilerinin bir sonucu olarak, etki sıfırdır.”
Yani seçmelerin kör yapılması kadınlar lehine bir sonuç doğurmuyor. Peki 70’lerden bugüne kadın müzisyenlerin orkestralardaki oranlarının artışını nasıl açıklayacağız? Yayıncı bu soruya şöyle absürd bir cevap veriyor:
“… blind auditions can explain 30 percent of the increase in the proportion female among new hires and possibly 25 percent of the increase in the percentage female in the orchestras from 1970 to 1996”
“… 1970'den 1996'ya kadar kadınların yeni işe alınma oranını % 30 ve orkestralardaki kadın müzisyenin oranının % 25 oranda artmasının sebebi elemelerin kör teknikle yapılması olsa gerek”
E “seçmelerin kör yapılması kadınlar lehine bir sonuç doğurmuyor” dememiş miydi az evvel? Orkestralardaki kadın müzisyen oranının artmasına nasıl etkisi olabilir o zaman? Bu sonuca nasıl varıldığı belli. 1970 ile 1996 arasında tek değişken var, o da elemelerin kör teknikle yapılması. Geri kalan her şey sabit. O halde sebep eleme tekniği. Tam sosyal bilimci kafası. Biliyorsunuz eskiden sosyal bilimler (social science) diye bir şey yoktu. Adı beşeri bilimlerdi (humanities). Beşeri bilimlerin analitik yorumuna dayanan şeye sosyal bilimler denir oldu. Güzel fakat insan ve toplum davranışlarını anlamak, öngörmek, nicel verilere çevirmek, modellemek hakikaten güç iştir. Hayatın modele uymadığı durumlarda sık sık sorun modelde değil hayatın kendisinde aranıyor ve neticede hayat modele uyduruluyor. Mezkur yayında da bunu görüyoruz. Tek değişken elemelerin kör teknikle yapılması değil oysa. Mesela 70’lerde ABD’de verilen ERA (Equal Rights Amendment) mücadelesi kadınlar lehine bir kamuoyu oluşturmuştur. Üç maddeden oluşan bir yasa teklifidir bu. “Birleşik Devletlerde ve herhangi bir eyalette cinsiyete dayanarak eşit haklar engellenemez, kısıtlanamaz” der kısaca. Kabul edilmesi için 50 eyaletin 38’i olur vermeli ama bu sayıyı ancak 2020’de yakalayabildiler. Önemli değil. Önemli olan önceleri pek çok kişinin kabul edilemez bulduğu kadın-erkek eşitliği fikrinin günümüzde çoğunluk tarafından makul bulunmasıdır. Şüphesiz haklı bir mücadeleydi. Kadın müzisyenlerin orkestralardaki oranının artmasında seçmelerde kullanılan teknikten çok kadın hareketinin oluşturduğu iklimin etkisi vardır. “Orkestrada kadın sayısı çok az, göze batıyoruz” denmiş ve kadın müzisyen istihdam etmişler. Bu kadar. Takoz feminist bu varsayımıma esprili bir yanıt verdi:
Dümdüz “konuştuğum konu hakkında hiçbir fikrim yok” deseniz işimiz kolaylaşırdı. Siz dünya üzerinde kadınlar yararına herhangi bir gelişmenin kendi kendine “Hadi şuraya kadın alalım” diye çözüldüğünü mü sanıyorsunuz? Tekboynuzlu atlar gökkuşağı yiyip kelebek de kusuyo mu peki?
Kabul, kadınlar pek çok konuda haksızlığa uğruyorlar. Mesela bilimsel dergilere yazı gönderdiklerinde erkeklere nispetle daha fazla red alıyorlar. Fakat kör eleme yapıldığı zaman işler değişiyor. Erkeklerle aralarında fark kalmıyor. İbadullah yayın var böyle. Fakat bahsi geçen yayın tam bir zırva. Bir kere elemeler kör falan yapılmıyor. Sadece ilk elemeler kör yapılıyor. Sonra ikinci eleme, yarı final ve final var. Finali kör teknikle yapan orkestra oranı %10 galiba. O kadar düşük. Böyle kör eleme mi olur? Aklı başında hakem bu yayına “böyle materyal metot, böyle tartışma mı olur lan” diye red verirdi. Ama öyle olmadı. Hatta 2000 küsur da atıf var. Şu yayına atıfta bulunan bir kişi de açıp yayını okumamış demek ki doğru düzgün. Yankı odasında büyür gibi serpilip saçılıyor. Neyse biraz bizim memleketten bahsedelim hadi. Argümanımı pekiştirmiş olayım.
İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nda 1980-81 sezonunda kadın müzisyen oranı %26 imiş. On yıl sonra %29 olmuş, bir on yıl daha sonra %34, nihayet 2020’de %50 olmuş. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’ndaki oran günümüzde %50, Bilkent Senfoni’de %40, Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’nda %471. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası'nda %54, Ankara Devlet Opera ve Balesi Orkestrası'nda %50, Akbank Oda Orkestrası’nda %66, Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’nda %42, Samsun Devlet Opera ve Balesi Orkestrası’nda %52…2 Diyebiliriz ki Türkiye'de, günümüz orkestralarında kadın erkek oranı neredeyse 1:1. Tek tek hepsini saymadım fakat saysak belki erkekler lehine %55 olabilir. İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’ndaki kadın/erkek oranının yıllar içerisindeki değişiminde de gördüğümüz gibi orkestralarımızda kadınların oranı son 40 yılda %100’e yakın artmış. Eleme tekniği falan da değişmemiş üstelik. Ee bunu nasıl açıklayacağız peki? Veya İBB’deki kadın yönetici sayısının %300 artışını neye yoracağız? Gerçek kabak gibi ortada; yöneticiler kadınları daha fazla istihdam etmeye karar vermişler. O kadar. İşin bir tarafı daha var. Ona da bakalım.
Afyon’daki konservatuarda okuyan öğrencilerin %65’i erkek3. Sivas, Giresun, Adıyaman vesaire gibi yerlerdeki konservatuarlarda erkek öğrenci oranı hayli yüksek. Fakat bu okulları önemsiz sayabiliriz sanırım. Eğitim seviyesi daha yüksek illerdeki namlı konservatuarlara bakalım. İTÜ’de erkekler mevcudun %68’ini oluşturuyorlar4. Mimar Sinan’da %755, Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı’nda %636, Dokuz Eylül’de %61, İstanbul Üniversitesi’nde %517 … Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuarı kadınların çoğunlukta olduğu tek (benim görebildiğim kadarıyla) yer: %568. Tek tek tüm fakültelerin verilerini sıralamayacağım, dileyen girer bakar. Özetle diyebilirim ki konservatuarlarımızdaki erkek öğrenci oranı %65 civarında (Bu arada erkeklerin oranı Yale’de %60, Berklee’de %67, The Julliard School’da da %55. Rakamlar 2020 yılına ait). Orkestralarda çalan müzisyenlerin kahir ekseriyetinin konservatuarlarda yetiştiği belli. Yani torbada en kötü ihtimalle 65 erkek, 35 kadın var. Hakkaniyetli bir seçimde orkestradaki kadın/erkek oranı 35/65 olmalı öyleyse. Hadi %5 esneme payı da verelim. Fakat öyle olmamış. Orkestralardaki kadın erkek oranı belli: %50. 650 erkek ve 350 kadının başvurduğunu varsayalım. Diyelim ki 100 kişi kabul edilecek. 50 erkek, 50 kadın seçersem erkeğin işe kabul edilme olasılığı %7, kadınınki %14 olacak. Bunu nasıl izah edelim? İki tane ihtimal var değil mi; ya kadınlar erkeklere nispetle çok daha meziyetliler ya da kadınlara torpil geçiliyor. Hangisi aklınıza daha çok yatıyor?
Melike İpek Olpak (2020); Türk Senfoni Orkestralarının ve İzleyicisinin Kadın Orkestra Şeflerine Bakışı.
Ayşe Elif Kılıçaslan (2010); Türkiye’de Senfonik Orkestralarda Görev Yapan Başkemancıların Türk Müzik Kültürü İçindeki Yeri (Yüksek Lisans Tezi)
AKÜ Devlet Konservatuarı 2020 Yılı Birim Faaliyet Raporu
T.C. İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü 2020 Yılı Faaliyet Raporu
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi 2021 Yılı Faaliyet Raporu
Ege Üniversitesi 2020 Yılı Faaliyet Raporu
T.C. İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü 2020 Yılı Faaliyet Raporu
Ankara Üniversitesi 2021 Yılı Faaliyet Raporu
Gayet yerinde çözümleme olmuş da bu sefer de konservatuara girişte eşitsizlik ya da haksızlık olduğu, bunun daha sonraki kör seçme ile telafi edildiği iddia edilebilir.
Bir tembel sorusu sormak istiyorum. Mezkur orkestraların icra ettiği/edebileceği eserlerin, bestekârlarının cinsiyet dağılımının tarihten günümüze zamana bağıl değişimi nasıl acaba? İcra edilenler ve icra edilmeyenleri ayrı ayrı tutmak gerekir diye düşünüyorum. Özellikle feminist hareketin etkili olduğu yıllardan bu yana üretilen eserlerin içinden icraya seçilme konusunda da yanlı bir tavır sergilendiğini tahmin ediyorum zira.
Ayrımcılık, başına pozitif eklendiği zaman da ayrımcılık olarak kalmaya devam ediyor. Benim de yer yer hoşlandığım bazı ayrımcılıklar var ama bunları tanımlayıp pozitif olduklarıyla ilgili yaygara çıkararak yeni bir din tesis etmeye çalışmayı fantastik buluyorum.