1) yazdiklarin dusuncelerimi oldukca etkiliyor, minik bir teselli kirintisi olarak alirsan ne ala. hepimizin hissettigi ama bulanikliktan tembellikten ve vasatliktan oturu ifade edemedigi seyleri cuvaldiza donusturmen iyi geliyor bana 2) senin sayende ben de oyun ve sanat iliskisine daha cok odaklanir oldum, o yuzden nerde “herseybokgibi”nin kanitini gorsem algida secicilik olustu, su yazinin basligi tam da dedigine ornek degil mi (icerigine bakmayi reddettim): https://hyperallergic.com/415721/neuroaesthetics-jonathan-fineberg-interview/
Çok fazla müzik dinlemekle de ilgisi olabilir. 15 yaşındayken ilk kez bir müziği (yada tarzı. her neyse) dinlediğinizi söylüyorsunuz. Şu yaşınıza kadar ise bir okyanusun her bir su tanesi müzik olsa onları devir daim yapan bir balina gibisiniz. Tabi bunu sanıyorum. En azından bir "külliyat" yutmuş olmalısınız. Hal böyleyken bir müzikten kolay kolay etkilenilmiyor. Gözlerinizden yaş getirecek bir müzik dinleme imkanınız yok. Belki 15 yaşında bir çocuğun olabilir. Olay deneyim ve deneyimin ne kadar çok kazanıldığıyla ilgili. Ayrıca müziğin teknik kısmını bilen bir kulak için de hisleri almak zorlaşacaktır. Bunlar tabi benim düşüncelerim. Benzer hisler yaşamış, müziğe aşık biri olarak. Çare ise bir süre aynı müzikleri dinleyip onların keyfini çıkarmak, yeni boyutlardan bakmak olabilir. Belki de bir albümü defalarca dinlemek. Tüketimi azaltmak kısaca.
Dediklerin doğru, Han, Schwartz vs. bunlar da yerinde referanslar ama başlıktaki sorunun cevabını daha en başta vermişsin:
"o zaman neler hissettiğimi hiç unutamam. 14-15 yaşındaydım"
it's called getting old (:
hepimiz bundan muzdaribiz.
1) yazdiklarin dusuncelerimi oldukca etkiliyor, minik bir teselli kirintisi olarak alirsan ne ala. hepimizin hissettigi ama bulanikliktan tembellikten ve vasatliktan oturu ifade edemedigi seyleri cuvaldiza donusturmen iyi geliyor bana 2) senin sayende ben de oyun ve sanat iliskisine daha cok odaklanir oldum, o yuzden nerde “herseybokgibi”nin kanitini gorsem algida secicilik olustu, su yazinin basligi tam da dedigine ornek degil mi (icerigine bakmayi reddettim): https://hyperallergic.com/415721/neuroaesthetics-jonathan-fineberg-interview/
teşekkür ederim. teselli oldu gerçekten.
Çok iyi bir yazı. Müzikten aldığım his zamana / ortama bağlı ama müziğin değeri (ve gizemi) azalmadı, hep artıyor.
Bu fikirleri edinmenizin kaynakları neler, yazınızın ilave okumasını nasıl yapabiliriz?
Müzik hayata eşlik ediyor. Hayatın uygun olduğu şekilde akması gerekiyor. Yaş ile pek alakasının olmaması gerek.
raneta salecl de güzel yazmıştı "seçme ikilemi" nde.
Çok fazla müzik dinlemekle de ilgisi olabilir. 15 yaşındayken ilk kez bir müziği (yada tarzı. her neyse) dinlediğinizi söylüyorsunuz. Şu yaşınıza kadar ise bir okyanusun her bir su tanesi müzik olsa onları devir daim yapan bir balina gibisiniz. Tabi bunu sanıyorum. En azından bir "külliyat" yutmuş olmalısınız. Hal böyleyken bir müzikten kolay kolay etkilenilmiyor. Gözlerinizden yaş getirecek bir müzik dinleme imkanınız yok. Belki 15 yaşında bir çocuğun olabilir. Olay deneyim ve deneyimin ne kadar çok kazanıldığıyla ilgili. Ayrıca müziğin teknik kısmını bilen bir kulak için de hisleri almak zorlaşacaktır. Bunlar tabi benim düşüncelerim. Benzer hisler yaşamış, müziğe aşık biri olarak. Çare ise bir süre aynı müzikleri dinleyip onların keyfini çıkarmak, yeni boyutlardan bakmak olabilir. Belki de bir albümü defalarca dinlemek. Tüketimi azaltmak kısaca.