Almanya’ya göçmüş, orta halli, sıradan bir ailenin kızı İpek. Fakat sıradanlığın meyvesinden de sıdkı sıyrılmış. Kabuğunu kırmak, başka yemişler tatmak için heves büyütmüş. Onu harekete geçiren şey işte bu yontulmamış arzu. Devrimizin yarı münevver takımının yakıtı zannedildiği gibi düşünce yani teori değil eylemdir. Gah dayanışma için örgütlenir, gah sokağa dökülür vesaire… Hareket halinde ve bir aradadır. Teori, eylemini süsleyen bir ziynet gibidir. O yüzden de bu takım süsüne düşkün, seçici, zevk sahibi fakat derinliksizdir. Bu elbet
(astroloji, numeroloji, homeopati, demokrasi vs.)'ye güldüm. ama devrimizin yarı münevverinin yakıtının eylem olduğuna katılmıyorum. ve lakin teori de değil. slogan. eylem sorumlulukla gelir, sorumluluk ise elini kirletme olasılığını barındırır, bu günümüz münevveri değil insanının kaldırabildiği bir mesele değil, hiçbir coğrafyada. eylemden kaçıp teoriye de sığınılamıyor artık zira kimsenin dikkatini toparlayabildiği 3 saniye yok, dolayısıyla slogan it is. bence tabi. bas-kı-lar bi-zi yıl-dı-ra-maz. (yıldırdı)
eylemden kastımı iyi ifade etmediğimi fark ettim. mesela tatavla dayanışma pazarı bu eylemlere bir örnek. iyi bir niyet var arkasında şüphesiz. ikinci el kıyafetler satıyorlar ve gelirini lise ve üniversite öğrencilerine burs olarak veriyorlar. ciddi bir gelir elde edebildiklerini sanmıyorum ama niyet iyi işte. sonracığıma ekoloji kolektifi var mesela. veya komün köyler var. gağgı diye bir tane vardı izmir'de. hala var mı bilmiyorum. bunların hepsi iyi niyetli fakat çapı çok çok küçük işler. daha da önemlisi risksiz işler. devekuşu kabarede aşk üçgeni diye bir oyun vardı. yardım derneklerine bağış yapma bahanesiyle zengin kocasından para koparan bir kadın tiplemesi vardı. aldıkları risk işte bu tiplemedeki kadının aldığı risk kadar. entelektüel derinlikleri de bu kadınınki kadar sığ. ve slogan. sloganı da bir eylem gibi görüyorum. fikirlerin damıtılmış halinden çok düşünceden arındırılmış boş lafa, mantraya benziyor. "orak, çekiç, vibratör / titresin her diktatör" gibi zekice yazılmış olanlarına nadiren rastlanıyor.
(astroloji, numeroloji, homeopati, demokrasi vs.)'ye güldüm. ama devrimizin yarı münevverinin yakıtının eylem olduğuna katılmıyorum. ve lakin teori de değil. slogan. eylem sorumlulukla gelir, sorumluluk ise elini kirletme olasılığını barındırır, bu günümüz münevveri değil insanının kaldırabildiği bir mesele değil, hiçbir coğrafyada. eylemden kaçıp teoriye de sığınılamıyor artık zira kimsenin dikkatini toparlayabildiği 3 saniye yok, dolayısıyla slogan it is. bence tabi. bas-kı-lar bi-zi yıl-dı-ra-maz. (yıldırdı)
eylemden kastımı iyi ifade etmediğimi fark ettim. mesela tatavla dayanışma pazarı bu eylemlere bir örnek. iyi bir niyet var arkasında şüphesiz. ikinci el kıyafetler satıyorlar ve gelirini lise ve üniversite öğrencilerine burs olarak veriyorlar. ciddi bir gelir elde edebildiklerini sanmıyorum ama niyet iyi işte. sonracığıma ekoloji kolektifi var mesela. veya komün köyler var. gağgı diye bir tane vardı izmir'de. hala var mı bilmiyorum. bunların hepsi iyi niyetli fakat çapı çok çok küçük işler. daha da önemlisi risksiz işler. devekuşu kabarede aşk üçgeni diye bir oyun vardı. yardım derneklerine bağış yapma bahanesiyle zengin kocasından para koparan bir kadın tiplemesi vardı. aldıkları risk işte bu tiplemedeki kadının aldığı risk kadar. entelektüel derinlikleri de bu kadınınki kadar sığ. ve slogan. sloganı da bir eylem gibi görüyorum. fikirlerin damıtılmış halinden çok düşünceden arındırılmış boş lafa, mantraya benziyor. "orak, çekiç, vibratör / titresin her diktatör" gibi zekice yazılmış olanlarına nadiren rastlanıyor.
kendisi aynı zamanda ezh*l denen zat'ın kuzenidir, avrupaya açılmasına maalesef kendisi önayak oldu.