yine beni oldukça rahatsız eden bir yazı, elinize sağlık. covid patlak verene kadar funk/punk/pop rock çalan bir üniversite grubunun davulcusuydum. 2 senedir ise müzikle haşır neşir olduğum tek yer evimin salonundaki ufak home studio. başlarda muazzam eğlenceli gelen, istediğin soundu istediğin şekilde istediğin yere yapıştırma fikri aylar geçtikçe başka bir insanın eksikliğini derinden hissettiren bir yalnızlığa dönüştü. jam atmak yok, improv yok, detone olmak yok, baget kırmak yok, yanyana dizilmiş mükemmel kutucuklar var. öte yandan ortaya çıkan ürünler teknik olarak öncekilere nazaran çok daha "nitelikli" ancak aynı zamanda melodik/harmonik ilginçlikler barındırmayan soğuk şeyler. zorlasam da gitmiyor elim yani. çirkin bir kısırlığa sebebiyet veriyor gibi hissediyorum. velhasıl polanyi'den yaptığınız alıntı ve bağladığınız yer oldukça mantıklı geldi. bu perspektiften bakınca sizin yazılarınız da benzeri bir konuma geliyor bence. belki de substack ekşi vs gibi araçlar benzeri bir etki yaratmıştır. sonuçta basılı eser sayısı azaldı, kitapevleri küçüldü vs.
ekşi değil belki ama blogger ve substack verimli araçlar gibi gelmiyor bana. eskinin edebiyat dergileri, sanat dergileri, fanzinlermiş gibi. küçücük bir azınlık takip ediyor çünkü buraları. internet kullanımının %90'ını facebook, instagram, twitter ve alışveriş siteleri oluşturuyor artık.
yine beni oldukça rahatsız eden bir yazı, elinize sağlık. covid patlak verene kadar funk/punk/pop rock çalan bir üniversite grubunun davulcusuydum. 2 senedir ise müzikle haşır neşir olduğum tek yer evimin salonundaki ufak home studio. başlarda muazzam eğlenceli gelen, istediğin soundu istediğin şekilde istediğin yere yapıştırma fikri aylar geçtikçe başka bir insanın eksikliğini derinden hissettiren bir yalnızlığa dönüştü. jam atmak yok, improv yok, detone olmak yok, baget kırmak yok, yanyana dizilmiş mükemmel kutucuklar var. öte yandan ortaya çıkan ürünler teknik olarak öncekilere nazaran çok daha "nitelikli" ancak aynı zamanda melodik/harmonik ilginçlikler barındırmayan soğuk şeyler. zorlasam da gitmiyor elim yani. çirkin bir kısırlığa sebebiyet veriyor gibi hissediyorum. velhasıl polanyi'den yaptığınız alıntı ve bağladığınız yer oldukça mantıklı geldi. bu perspektiften bakınca sizin yazılarınız da benzeri bir konuma geliyor bence. belki de substack ekşi vs gibi araçlar benzeri bir etki yaratmıştır. sonuçta basılı eser sayısı azaldı, kitapevleri küçüldü vs.
ekşi değil belki ama blogger ve substack verimli araçlar gibi gelmiyor bana. eskinin edebiyat dergileri, sanat dergileri, fanzinlermiş gibi. küçücük bir azınlık takip ediyor çünkü buraları. internet kullanımının %90'ını facebook, instagram, twitter ve alışveriş siteleri oluşturuyor artık.