Dark Blue Notes, konusu müzik -özellikle de caz- olan bir internet dergisi. 34. Akbank Caz Festivali’ne dikkat çekmek için 6 müzisyene “festivalde hangi konserlere gidelim?” diye sormuşlar. Çağıl Kaya ve hempası Selen Gülün’ün hassas duyguları incinmiş, niçin bu 6 kişilik ekipte kadın yok diye yakınmışlar. Bu edilgen mustaripler korosu hakikaten artık kabak tadı verdi ya. Yahu sormazlar mı adama madem bu kadar önemsiyorsunuz cinsiyet ayrımcılığı mevzusunu niçin albümlerinizde ve konserlerinizde kadın müzisyenlerle çalmakta bu kadar çekingensiniz? 3 tane albüm yaptı bu güne kadar Çağıl ve albümlerindeki tek kadın müzisyen Amy Salsgiver’di. 100’den fazla konser verdi, hangi kadın müzisyen eşlik etti acaba kendisine? Bakın şurada konserlerinin ve konserlerinde çalan müzisyenlerin listesi var. Bir bakın bakalım kaç kadın müzisyen göreceksiniz. Peki Selen? 10 küsur albüm yapmış sadece 1 kadın müzisyenle çalmış, Gökçen Dilek Acay. O da bir kereye mahsus. Tutan mı vardı ya seni? Neden hiç kadın müzisyene yer vermedin? Hadi albümlerde kısmet olmadı, yahu yüzlerce konser verdin ablacım sen. Bir sayın bakalım kaç kadın müzisyen göreceksiniz şu listede? İnternet ne kadar güzel bir alet değil mi? Tek istisnası var bu durumun, o da Sevim Çağlayan konseptli Kadınlar Matinesi isimli müsamere. Bu cânım kadınlar, âh kadınlar hanımefendiye sadece matine müsamerelerinde eşlik etme fırsatı buluyorlar. 23 Nisan’da koltuğa oturtulan çocuklar gibi. Müsamerenin konserlerinde davulu kimi zaman Nihal Saruhanlı kimi zaman Monika Bulanda çalıyor. E albümlerinde de yer verseydin güzelim. Bak, burun kıvırdığın Bilal Karaman albümünde buyur etmiş Monika’yı. Bu arada Selen Nardis’te, Bova’da, festivallerde, şurada burada kolaylıkla sahne buluyorlarken acaba Bilal’i neden hiç göremiyoruz? Neyse, yani Selen ve Çağıl’ın kadın müzisyenlerle çalışmamayı tercih etme hakkı olduğu gibi Dark Blue Notes’un da festivalle ilgili görüş almak için 6 erkeği tercih etme hakkı var.
Gelelim en sevdiğim kısma; bana =) “Kadın ayrımcısı” eleştirisini kendisine aynen iade ediyorum ve devam ediyorum. Güya lafını esirgemeyen, dobra, yürekli bir kadın ama herkesin bildiğini söylemekten imtina ediyor. “Hepimiz biliyoruz artık”… Bok biliyorsunuz. Bildiğin bir şey olsa kabuksuz yumurtlarsın sen. “Çağdaş müzik düşmanı”. Ulan hangi çağdaş müzik düşmanı Tamer Temel’in Töz’ünden, Ali Perret’in Faschismus’undan, Cem Esen’in Flutopia’sından, Özkan Manav’dan, Necil Kazım Akses’ten, Volkan Ergen’in Hoşnutluk Vadisi Orkestrası’ndan övgüyle söz eder? Bir kulp takacaksın bari ayakları yere basan bir şey söyle. Beğenirsiniz beğenmezsiniz, kendime müzik eleştirmenliği gibi bir vazife edinmişim. “Ay ben sakatat yemem yalnız” diyen gurme olabilir mi ya? Her insan gibi benim de kendimi yakın hissettiğim, uzak hissettiğim şeyler var. Çağdaş müzik sevmiyor da olabilirim yani. Objektif bir şekilde değerlendirmeye çabalamış mıyım önemli olan bu. Mabel’in albümü hakkında yazarken çok iyi bir şarkı yazarı olduğunu söylemişim mesela. Sizce ben Mabel mi dinliyorumdur? Tabii ki hayır. Dediğim gibi, kendi kendime eleştirmenliği vazife edindim ve görev gibi dinledim. Haliyle bir müzik türüne karşı -Karadeniz müziği hariç- önyargılı olmam oksimoron bir durum.
Bir de “çapsız” demiş. İnsaf yahu. Erdem Beliğ yazısı için Nura Cewari ve Celile Celil'in Rusça tezini yarım yamalak Rusçamla baştan sona okudum. Mevlit for Dummies yazısı için Kani Karaca’nın mevlit icrasının transkripsiyonunu yaptım. Zeybek yazısı için repertuvarımızdaki tüm zeybekleri icralarıyla birlikte katalogladım. Unutulmuş caz gitaristimiz Orhan Demir’i andığım yazı için Orhan Bey ile temas kurdum, ta Kanada’dan bana postaladığı CD’leri bekledim. Klezmer yazısı için Abraham Zevi’nin 10 ciltlik kitabını didik didik ederek okudum. Henüz kimse bu işe kalkışmamışken Türk Cazı başlığına tek başıma Türkiye’de çıkmış tüm caz albümlerini topladım. Zaharya yazısı için Hamparsum ile yazılmış el yazması deşifre ettim. 8 kişinin katıldığı seminerleri milli güvenlik hocası gibi PowerPoint slaytlardan okumadım. Benden size nasihat Selen Hanım, dağdır diye osurmayın yankılanırsa rüsvay eder. Haydi eyvallah.
ic yaglari eriten bir yazi daha, ellerine saglik